بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

مَآ أَنزَلۡنَا عَلَيۡكَ ٱلۡقُرۡءَانَ لِتَشۡقَىٰٓ ٢

(2-3-4) Biz Kur'ânı sana zahmet çekesin diye değil, ancak (Allahdan) korkacak kimselere bir öğüd ve yerle o yüce yüce gökleri yaradanın tedricen indirdiği bir (kitâb) olmak üzere indirdik.

– Hasan Basri Çantay

إِلَّا تَذۡكِرَةٗ لِّمَن يَخۡشَىٰ ٣

(2-3-4) Biz Kur'ânı sana zahmet çekesin diye değil, ancak (Allahdan) korkacak kimselere bir öğüd ve yerle o yüce yüce gökleri yaradanın tedricen indirdiği bir (kitâb) olmak üzere indirdik.

– Hasan Basri Çantay

تَنزِيلٗا مِّمَّنۡ خَلَقَ ٱلۡأَرۡضَ وَٱلسَّمَٰوَٰتِ ٱلۡعُلَى ٤

(2-3-4) Biz Kur'ânı sana zahmet çekesin diye değil, ancak (Allahdan) korkacak kimselere bir öğüd ve yerle o yüce yüce gökleri yaradanın tedricen indirdiği bir (kitâb) olmak üzere indirdik.

– Hasan Basri Çantay

ٱلرَّحۡمَٰنُ عَلَى ٱلۡعَرۡشِ ٱسۡتَوَىٰ ٥

O çok esirgeyici (Allahın emr-ü hükmü) arşı istîlâ etmişdir.

– Hasan Basri Çantay

لَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا وَمَا تَحۡتَ ٱلثَّرَىٰ ٦

Göklerde, yerde ve bu ikisinin arasında ve nemli toprağın altında ne varsa Onundur.

– Hasan Basri Çantay

وَإِن تَجۡهَرۡ بِٱلۡقَوۡلِ فَإِنَّهُۥ يَعۡلَمُ ٱلسِّرَّ وَأَخۡفَى ٧

Sen sesini yükseksen (de, yükseltmesen de birdir). Çünkü O, gizliyi de, gizlinin daha gizlisini de bilir.

– Hasan Basri Çantay

ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ لَهُ ٱلۡأَسۡمَآءُ ٱلۡحُسۡنَىٰ ٨

Allah o (Allah) dır ki kendisinden başka hiçbir Tanrı yokdur. En güzel isimler Onundur.

– Hasan Basri Çantay

وَهَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ ٩

Musânın haberi geldi mi sana?

– Hasan Basri Çantay

إِذۡ رَءَا نَارٗا فَقَالَ لِأَهۡلِهِ ٱمۡكُثُوٓاْ إِنِّيٓ ءَانَسۡتُ نَارٗا لَّعَلِّيٓ ءَاتِيكُم مِّنۡهَا بِقَبَسٍ أَوۡ أَجِدُ عَلَى ٱلنَّارِ هُدٗى ١٠

Hani o, bir ateş görmüşdü de aailesine: «Siz (burada) durun. Hakıykat ben (muunis) bir ateş gördüm. Belki ondan size bir kor getirir, yahud ateşin yanında doğru bir yol (gösterici) bulurum» demişdi.

– Hasan Basri Çantay

فَلَمَّآ أَتَىٰهَا نُودِيَ يَٰمُوسَىٰٓ ١١

İşte (Musa) ona gidince kendisine (şöyle) nida olundu: «Ey Musa».

– Hasan Basri Çantay

إِنِّيٓ أَنَا۠ رَبُّكَ فَٱخۡلَعۡ نَعۡلَيۡكَ إِنَّكَ بِٱلۡوَادِ ٱلۡمُقَدَّسِ طُوٗى ١٢

Şübhesiz ben im ben senin Rabbin. Haydi pabuşlarını çıkar. Çünkü sen mukaddes vâdîde, «Tuvaa» dasın.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu